Körağalardan M.Zeki YILMAZ ile Söyleşi

Spread the love

Köyümüzde iki tane cami var. Biri köyün ortasındaki büyük cami diğeride yukarı mahallede bulunan Körağalar Camii. Körağalar camiini herkes bilir. Fakat camiyi yaptıran kişiyi pek çok köylümüz bilmez ve tanımaz. ”tc Hayat” dergisi geçenlerde bu camiyi yaptıran Körağalar sülalesinden Mustafa Zeki YILMAZ Abimiz ile bir ropörtaj gerçekleştirdi. Söyleşiyi okuyunca biz de hayretler içinde kaldık. İşte Mustafa Zeki YILMAZ abimizin sıradışı hayat hikayesi:

 

Körağalar Camii’nin içerisinde bulunan Kabe görüntüsündeki mihrabı

Füze denemesi… Çift devre fren sistemi patenti… Ve eğitim sevdası… Farklı bir yaşam hikayesi…

tchayat : Zeki Bey sizi tanıyabilir miyiz?

M.Zeki Yılmaz :  1932 yılı Yenişehir Çiçeközü Köyü doğumluyum. Asker emeklisiyim. 7 yaşından sonra belli bir süre halamla yaşadım. Yani beni bir süre büyütme görevini o üstlendi diyebiliriz.

tchayat : Neden askerlik mesleğine karar verdiniz?

M.Zeki  Yılmaz  :  Halamın  oğlu  askerdi,  ona  hep imrenirdim. Ancak asıl askerliğe başlayışım tesadüfe dayalı.  Halamla  yaşadığım  yıllarda  Kütahya’da kalıyordum. Birgün arkadaşlarımla gezerken bir afiş gördüm  “Uçmak  istiyorsanız  gelin  sizi  uçuralım!” gibi  bir  şeyler  yazıyordu  hatırladığım.  Neden bilmiyorum ama o afiş beni çok etkilemiş ve aynı zamanda  çok  da  heyecanlandırmıştı.  Yaşam şartlarımızı  da  ele  alınca  pilotluğun  benim  için biçilmiş  kaftan  olduğunu  düşündüm  ve  Hava Kuvvetleri’nin Eskişehir’de açmış olduğu Havacılık Okulu’na katılmaya karar verdim.

tchayat : Bu yıllarınızdan biraz bahseder misiniz?

M.Zeki Yılmaz : Eskişehir’e gittim başvuru yapmak için  ama  içten  içe  de  endişelerim  vardı.  Bizim zamanı mızda ortaokul bitince diploma verilmezdi, mezun  olunduğuna  dair  bir  belge,  işte  o  kadar. Diplomasız nasıl katılırım diye düşündüm durdum. Ancak bunun sorun yaratmayacağını söylediler ve kaydımı  oldum.  Daha  sonra  bazı  sınavlar  ve elemeler için büyük bir grupla Ankara’ya gönderil- dik.  Pilot  olmak  isteyen  50  kişiydik  ve  ben  ilk sıralardaydım.  Üç  kere  elemelere  girdim  ve başardım, benimle beraber 28 kişi pilot olmak için eğitim alacaktık. O zamanlar iki sene okumayla pilot olunuyordu  her  şey  bu  kadar  kolaydı.Okula başladıktan bir süre sonra, her ne kadar istemesem de  bazı  ihtiyaçlardan  dolayı  pilotluk  eğitimi alamayacağımızı  öğrendik,  başka  eğitimler verilecekti ve sonuçta otomakinist oldum. Otomakinistlik  işin  daha  teknik  boyutuydu,  yine uçaklarla ilgilenecektim ama yerde olacaktım. Böylece pilotluk serüvenim başlamadan bitmişti.

1948’de, 16 yaşında başladığım askeri eğitimim 2 yıl sonra sona erdi ve orduya katıldım.

tchayat : Nerelerde görev yaptınız?

M.Zeki  Yılmaz  :  Birçok  yerde  bulundum.  Mezun olur olmaz Bursa’da görev aldım. 2 sene burada kaldıktan  sonra  dizel  motor  eğitimi  almak  için Ankara’ya gittim. Kurs bitince Erzincan Havaalanı’nda 1 sene kadar görev aldım. Sonra yine eğitim almak için  Ankara’ya  geldim.  Teknik  bilgi  düzeyimizi geliştirmemiz  gerekiyordu.  Sonrasında  ise,  şark görevi  olarak  4  sene  Diyarbakır’da  kaldım  ve ardından Bandırma’ya geldim.

M.Zeki YILMAZ

tchayat  :  Bildiğimiz  kadarıyla  askerlik  mesleğine girdikten sonra A.B.D.’de bu alanda eğitim aldınız. Bundan bahsedebilir misiniz?

M.Zeki Yılmaz : Bandırma’da gedikli çavuş olduğum yıllarda (o zamanlar astsubaylar gedikli çavuş olarak adlandırılırdı), bölük komutanımla iyi ilişkilerimiz vardı, beni severdi. Birgün kendisinin A.B.D.’de bir füze eğitimine katılacağını öğrendim. Farklı deneyimler edinmek  istiyordum  ve  ben  de  gitmek  istediğimi söyledim. İyiki de söylemişim çünkü bu ilgimi görüp kabul etti ve 6 ay, A.B.D.’ye gidebilmek için, lisan eğitimi aldım. Bu büyük bir imkandı, herkes gitmek istiyordu  çünkü  Jüpiter  Füzeleri  yeni  çıkmıştı  ve herkes  bu  füzeler  hakkında  bir  şeyler  öğrenmek istiyordu. Sonuç itibariyle Teksas’a gittim ve 8 aylık bir eğitim aldım.

tchayat  :  Türkiye’ye  döndüğünüzde  aldığınız  bu eğitimle, ülkemizde ilk füze denemeleri yaptınız fakat bu durum çok uzun sürmedi. Bunun sebebi nedir?

M.Zeki Yılmaz : Evet, A.B.D.’den döndükten sonra ilk  denemeler  için  İzmir  Hava  Kuvvetleri’nde görevlendirildim.  Başta  her  şey  çok  yolunda gidiyordu.  Ordu,  Türkiye  bu  işe  çok  hevesliydik. Ancak  A.B.D.  ve  Rusya’nın  kendi  aralarında  an- laşma  sağlamaları  sonucu  Türkiye’deki  bu  füze eğitim  merkezi  faaliyetlerini  durdurmak  zorunda kaldı. Daha sonra üzerinde çalıştığımız projeleri, her ne  kadar  denemeler  iptal  edilse  de  incelemeye devam ettim. Bir şekilde üstlerimle görüşüp onları bu  çalışmalara  devam  etmek  adına  ikna  ettim. Ancak  ne  olduysa  oldu  ve  projeler  bir  şekilde ortadan  kayboldu  ve  de  birkaç  başarılı  füze denemesi sonrası füzelere ve projeye veda ettim.

tchayat  :  Emekliliğe  erken  karar  vermenizin  bu durumdan kaynaklandığı doğru mudur?

M.Zeki Yılmaz : Aslında erken emekli olmuş değilim, evet  yaşım  gençti  ama  20  sene  askeri  hizmette bulundum ve 1969’da emekli oldum.

tchayat  :  Bu  arada  askerlik  mesleğine  devam ederken  ilginç  bir  buluşa  imza  atıyorsunuz.

Otomobillerde kullanılan çift devre fren sistemini ilk sizin bulduğunuz ve patentini aldığınızı duyduk. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

M.Zeki  Yılmaz  :  Bu  otomakinistlik  dönemimde farkettiğim bir durumdu. Mekanikte iyiydim, ilgiliydim ve bir şeyler üretmekten zevk alıyordum. Bu sistemi geliştirip bir işe yarar mı diye A.B.D.’ye gönderdim. Çok  ilgilerini  çekmişti,  hemen  oraya  gidip  bu sistemin patentini alıp, büyük otomobil fabrikalarına satmayı teklif ettiler. Fakat bazı sebeplerden ve biraz da Türkiye’den ayrılmak istemediğimden gitmedim. O zaman için gitmenin doğru olmadığını düşündüm. Sonra  bu  buluşum  için  Türkiye’de  patent  aldım, fakat otomobil üretimimiz yoktu ve bu yüzden pek de bir işime yaramadı. O zamanlar A.B.D.’ye gitmiş olsaydım, sanırım hem ülkemiz için hem de kendi geleceğim  için  çok  iyi  şeyler  yapmış  olacaktım. Kısmet değilmiş.

 

tchayat  :  Eğitime  önem  verdiğinizi  biliyoruz. Oğlunuzu Robert Koleji gibi hatirı sayılır okullardan birine gönderdiniz ve de kendisi halen Birleşmiş Milletler’ de görev yapıyor.  Torunlarınız  da  Amerika Birleşik Devletleri’nde Cornell  ve  Michigan  Üniversiteleri’nde  okumuş, master ve de doktora yapmışlar, Harvard gibi ünlü bir okula araştırma görevlisi olarak kabul edilmişler. Bu konu hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz?

M.Zeki  Yılmaz  :  Eğitim  tabiki  hayatlarının  iyi  bir şekilde devam etmesi için önemli, çocuklarımı ve torunlarımı  bu  konuda  her  zaman  destekledim. Ancak torunlarımın yurtdışında eğitim almaları kendi fikir  ve  istekleriydi.  Elbette  onlarla  çok  gurur duyuyorum fakat, ben sanırım ülkesine fazla bağlı bir insanım. Eğitimlerini tamamlayıp dönmelerini ve ülkeleri için çalışmalarını isterim. Ama tabiki hayat onların  hayatı  ve  ne  seçerlerse  onların  arkasında olmaya devam edeceğim.

tchayat : Siz ticaretle uğraşıp şehir hayatı yaşıyor iken, birden bire her şeyi bırakıp köyünüze dönerek mütevazi  bir  hayata  başladınız.  Neden  böyle  bir seçim yaptınız?

M.Zeki Yılmaz : Köy yaşamını seçtim çünkü, burada mutluyum,  huzurluyum.  Daha  fazlasına  ihtiyaç duymadım  hiçbir  zaman.  Hayat  önüme  ne getirdiyse onunla yetindim, mutlu olmaya çalıştım. Önüme geleni ya kabul ettim ya da reddettim. Yani seçimlerimi  hep  bu  yönde  yapmaya  çalıştım. Emeklilikten sonra da mutluluğum buradaydı, buraya yerleştim.

tchayat : Köyünüze bir cami inşa ettirdiniz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

M.Zeki  Yılmaz  :  Aslında  bu  benim  eskiden  beri hayalim olan bir şeydi. Ben defalarca hacca gittim. Ama  1975’te  ilk  gittiğimde  Kabe’den  çok etkilenmiştim. Gerçi her gidişinizde etkilenmeden dönmeniz  mümkün  değil,  ama  ilk  gidiş  en  çok etkileyeniydi ve cami yaptırma isteğim biraz daha arttı. Ben de imkanlarımı bu yönde kullandım.

tchayat : M.Zeki Bey, sizinle gerçekleştirdiğimiz bu hoş  sohbete  minnettarız,  sizi  tanıdığımıza  çok memnun olduk. Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

M.Zeki Yılmaz : Sizlere çok teşekkür ederim ilginiz için, ben de sizleri tanıdığıma çok memnun oldum.

 

(Biz de bu güzel söyleşiyi yaparak köylülerimizle paylaşma imkanı sağlayan ”tc Hayat” dergisine teşekkür ediyoruz.)

One Response to “Körağalardan M.Zeki YILMAZ ile Söyleşi”

  1. Ismail Yilmaz dedi ki:

    Sayfa yonetimine babam ile yapilan bu soylesiyi yayinladiklari icin tesekkur ediyor, insallah bu soylesinin daha nice Cicekozu lulere ilham olmasini temenni ediyorum.

    Ismail Yilmaz
    Uluslararasi Kidemli Memur,
    BM Somali Misyonu,
    Nairobi, Kenya

Leave a Reply to Ismail Yilmaz

*